Moskova Gezilecek Yerler İkinci Bölüm
2. BÖLÜM MOSKOVA ŞEHRİ
Kremlin meydanını gezmeyi bitirdikten sonra biraz da şehir merkezini ve şehirde bulunan diğer müzeleri gezmeye başlayabilirsiniz.
Moskova Arbat Caddesi
Bizde ki İstiklal Caddesinin bir farklı şekli gibi hissedeceğiniz bu tarihi çok eskiye dayanan caddeye, Metroyla ulaşmak için; 3 numaralı mavi hatta binip Smolenskaya durağında inmelisiniz. Ya da Kremlin meydanını gezdikten sonra yürüyerek de bu bölgeye kolaylıkla ulaşabilirsiniz.
Turistik olarak şehrin, en popüler caddelerinden birisi de burası. İçinde yürümeye başladığınızda Rus Mimarisinin büyük ve soğuk taş binaları muntazam görüntüsüyle size huzur verecek. Cadde genelde sokak sanatçılarının , ressamların ve müzisyenlerin olduğu oldukça renkli bir alışveriş bölgesi şeklinde.
Biz hediyelik alışverişlerimizi ve Matruşka bebeklerimizi buradan aldık. Alışveriş yaparken elbette pazarlık yapabilirsiniz. Genel olarak mağazalarda yada şehirde rastlayacağınız Kırgız, Azeri ya da Türkmenistan uyruklu kişilerin Türkçe bilme olasılığı çok yüksek.Yardıma ihtiyacınız olduğunda seve seve yardım ediyorlar bu konuda endişelenmenize gerek yok.
Bu caddeyi gece ve gündüz ayrı zamanlarda gezebilirsiniz. Caddenin başında Dış İşleri Bakanlık binasını göreceksiniz. Ayrıca müze haline dönüştürülen Puskin’in evini de bu sokakta ziyaret edebilirsiniz.
Moskova Puşkin Devler Güzel Sanatlar Müzesi
Önünden tesadüfen geçerken benim ille girelim diye tutturduğum sevgili eşimin artık müze ve galeri gezmekten pes ettiği için kesinlikle girmek istemediği en sonunda hayranlıktan ağzımızın açık kaldığı bu muhteşem müzeyi mutlaka görmelisiniz.
Moskova gezisi ile ilgili plan yaparken internette burasıyla ilgili çokta bişey okumamış olmalıyım ki; burayı gezi listeme dahil etmemişim. Önünden geçerken binasının güzelliğini görünce ve bir müze olduğunu fark edince müzelere karşı olan zaafım beni içeriye resmen itekleyerek soktu diyebilirim. En az 15 dk kavga etmemize neden olsa da 🙂 belleğimizde kalan muhteşem görüntüler için kesinlikle değdi diyebilirim.
Öncelikle müzeye gidebilmek için 1 numaralı kırmızı hat metrosuna binip Kropotkinskaya durağında inmelisiniz. Bu bölge de gezebileceğiniz diğer bir önemli yapı olan KURTARICI İSA KATEDRALİ de çaprazında bulunmaktadır.
1896 yılında yapılan bir mimari yarışma sonucunda kazanan mimar, Roman Klein tarafından inşa edilmeye başlanmıştır. İlk önce eğitim kurumu amacıyla kullanılması düşünülen bu bina 1912 yılında bir müzeye dönüştürülmüştür. Tasarımı; yüksek bir podyum üzerinde ki İon Sütunlarla Klasik Yunan Tapınak şeklidir.
Aslında farklı adlarla kurulan bu müzenin 1912 yılında ki açılışı Puşkin’in doğumunun 100. yıl dönümü kutlamalarına denk gelmiş, 1936 yılında bu sefer de şairin ölümünün 100. yılı kutlamaları sırasında adı Puşkin Devlet Güzel Sanatlar Müzesine dönüştürülmüştür. Müzenin gerçek kurucusu ise Rus tarihçisi ve Moskova Üniversitesi profesörü olan İvan Tsvetayev’dir.
İçindeki sanat eserleri biz sanatseverleri büyüleyecek ve derinden etkileyecek güzellikte bir çeşitliliğe ve dönem zenginliğine sahiptir. Rusya’nın en büyük koleksiyonlarına ev sahipliği yapan bu müzeyi gezerken atlanmaması ve mutlaka görülmesini gerekli kılan bir diğer neden de; ülkemizden kaçırılan Çanakkalede ki (TROYA HAZİNESİ’NİN) ve Bergama dan kaçırılıp götürülen ( ZEUS SUNAĞI’NIN ) nadide parçalarını duvarlarda ve müzede görecek olmanızdır..
Alman Vatandaşı olan iki farklı insanın ayrı zamanlarda , bize göre çalarak onlara göre bedelini ödeyerek ülkemizden götürdüğü Pergamon kalıntıları ilk olarak Berlin’de bulunan Pergamon Müzesinde sergilenirken Truva Hazinesi’de Berlin Tarih Müzesinde sergilenir.
II. Dünya Savaşı’nın çıkmasında sonra 1945 yılında Ruslar Berlin’i işgal eder ve Pergamon Müzesi de dahil olmakla birlikte bir çok müze, yağmalanarak çoğu sığınaklarda saklanan bir çok eser Moskova’ya kaçırılır. İşte kaçırılan bu eserlerin büyük bir çoğunluğu Puşkin Müzesin’de ve St. Petersburg’da bulunan Ermitaj Müzesinde sergilenmektedir. Troya Hazinesine ait olduğu bilinen; altın ve değerli taşlardan oluşan hazinenin en az 4500 yıllık bir geçmişi olduğu düşünülmektedir. Ortalama 40 ülkeye ve farklı müzelere dağıldığı sanılan bu hazinenin 24 Parçası 2012 yılında dönemin Kültür ve Turizm Bakanı olan Ertuğrul Günay tarafından Amerika da ki bir müzeden ülkemize geri getirilmiştir.
İşin özetine gelirsek Almanların Osmanlı’dan aldığı(!) bu kıymetli eserleri Ruslarda Almanlardan çalmış.
Sonuç olarak Almanlar Ruslar’dan her şeyi geri isterken biz kalan bu paha biçilmez parçaları hem Almanlardan hem de Ruslardan geri istiyoruz.
Müzenin başlıca bölümleri: Eski Ustalar, 19. ve 20.YY Avrupa ve Amerika Sanatı, Antik Dünya Arkeoloji ve Sanatı, Eski Şark Eserleri, Kolye ve Madalyonlar, Grafik Sanatı, Özel Koleksiyonlar, Ivan Tsvetaev Eğitici Sanat Müzesi, El Yazmaları, Müzik Kültürü, Fotoğraf, Restorasyon ve Koruma, Düzenleme ve Yayıncılık, Popüler Bilim, Bilimsel Kütüphane ve Müze Eğitim Merkezi’dir. Ayrıca müze bünyesinde Michelangelo’nun dünyaca ünlü Davut Heykeli’n bir reprodüksiyonu bulunmaktadır.
Pazartesi günleri Kapalı olan müze diğer günler saat 10;00 – 19;00 arasında açıktır.
Bu müzeyle ilgili detaylı bilgi almak için tıklayınız.
Moskova Kurtarıcı İsa Katedrali
Puşkin müzesini gezdikten sonra çok kısa bir mesafe yürüyerek bu kiliseye varacaksınız. Dönemin ünlü mimarlarından Konstantin Ton tarafından 1883 yılında inşa edilmiş. Stalin’in Ekim Devriminden sonra başa geçmesiyle ülkedeki kiliseler ya yakılmış ya depo olarak kullanılmış yada yıkılmışlar. Bu kilisede 1931 yılında yıkılarak yerine büyük bir saray yapılmasına karar verilmiş. Aradan geçen uzun yıllardan sonra 1994 yılında Kilise eski resimlere ve kayıtlara bakılarak orijinaline sadık kalınacak şekilde yeniden inşa edilmiş.
Ünlü heykeltraş Zurab Tsereteli tarafından yapılan heykeller ve freskler bulunmaktadır.
Moskova Bolşoy Tiyatrosu
Moskova’da görmeyi en çok istediğim ama içine girme fırsatını bir türlü yakalayamadığım; her düşündüğümde pişmanlık katsayımın derecesinin sürekli arttığı bu muhteşem yapıyı bence mutlaka görmelisiniz.
Ünlü mimar Joseph Bove tarafından 1824 yılında yapımına başlanan yapı Çar Alexander II’nin taç giyme günü olan , 20 Ekim 1856 tarihinde açılmış. Rusya’nın en önemli sembolleri arasında yerini alan bu özel yapı ayrıca Rus Gösteri Sanatlarının gelişmesine de çok büyük katkı sağlamış.
Biz kapısının önünde içeriye girmenin yollarını tartışırken kafalarında tüylü kalpaklı şapkaları, uzun kürkleri ve eldivenleriyle kırmızı rujlu orta yaş civarı çok şık bayanlar bir bir içeri giriyordu.
İçeri girmeyi her şeyden çok istiyorsanız ve biletinizde yoksa eğer yanınıza yaklaşan bir beyefendiden elinde gece sergilenecek bale gösterisi yada konser için karaborsa satılan biletlerden almayı düşünebilirsiniz.
Karşısında ki bir banka oturup içeriyi düşünüp hayallere dalarken tapınak şeklinde ki sütunlarının en tepesinde bolşoy tiyatrosunun tüm dünyadaki en önemli simgesi olan QUADRİGA HEYKELİNİ göreceksiniz. Quadriga; Roma mitolojisinde dört nala koşan dört atın çektiği ve tanrı Apollonun sürdüğü at arabasıdır.
Kızıl meydandan yürüyerek kolaylıkla gidebileceğiniz gibi Metroyla da 2 numaralı Yeşil metro hattını kullanarak TEATRALNAYA durağında inip Bolshoi Theatre çıkışını takip ederek kolaylıkla ulaşabilirsiniz.
Gittiğinizde sergilenen bale ya da tiyatro gösterilerinden birini izlemek isterseniz eğer mutlaka erken rezervasyon yapmanız gerekiyor. Genel olarak kapalı gişe oynayan oyunlar ve gösteriler için ancak bir kaç ay sonraya bilet bulunuyor. Program tarihlerini ve bilet fiyatlarını görmek için lütfen tıklayınız.
Gitmeseniz de her detayını en ince ayrıntısına kadar görebileceğiniz bu muhteşem yapının Üç boyutlu sanal turu için tıklayınız.
Moskova Zafer Müzesi Ve Zafer Anıtı (Obeliks ) Dikili Taş
1995 yılında açılan bu müze Moskova tarihindeki savaşlara ve zaferlere ait belgeleri ve görüntüleri görebileceğiniz en önemli müzelerden birisidir. Biz bu müzeyi gezmeye fırsat bulamadık ama giden herkesten duyduğumuz tek şey mutlaka gezilmesi gerektiğiydi. Park Pobedy metro durağında inerek müze alanını ziyaret edebilirsiniz.
Wikipedia sayfasına ulaşmak için Museum of the Great Patriotic War tıklayınız.
Moskova gezilecek yerler konusunda sayısız alternatifiyle vaktinizi dolu dolu geçireceğiniz çok kapsamlı bir ülke. Biz dört günde gezdiğimiz bunca yer dışında görmeye vaktimizin kalmadığı onca sanat galerisini, yazarların müzeye dönüştürülen evlerini, bir çok park ve heykeli arkamızda bırakarak geri döndük. Yapılacaklar listesinde onca eksik kaldığı için tekrar gidilmesi gereken ülkeler başlığında ilk sıraya yerleşti bile 🙂
Çok keyifle gezeceğiniz bir Moskova tatili diliyorum.
MUTLAKA GEZİLMESİ GEREKEN DİĞER ÖNEMLİ YERLER
-
Tretyakov Devlet Galerisi
-
Gorky Central Parkı
-
Rusya Devlet Kütüphanesi
-
Yedi Kız Kardeşler Stalin Binaları
-
Dostoyevski’nin Evi
-
Kolomenskoye Sanat, Tarih – Mimari ve Doğal Alan Müzesi – Milli Par
Harika olmuş gerçekten…. Tekrar görebilmek dilekleriyle…
TEŞEKKÜRLER…:)